Kıdem tazminatı alma hakkı olanlar dikkat! Yargıtay'dan flaş karar çıktı
İşyerlerinde yaşanan fesih durumları, işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıkların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. İşçinin işe gelmemeye başlaması ve işverenin bu durumu devamsızlık tutanağıyla belgelemesi, işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddiasını gündeme getirirken, işçi de ücretlerin ödenmemesi nedeniyle işi terk ettiğini savunuyor. Peki, bu durumda hangi iddia değerlendirilir ve sonuç ne olur?
KIDEM TAZMİNATI ÖDENEN DURUMLAR
İş Kanunu'na göre, fesih nedeninin değerlendirilmesinde öncelikle fesih hakkını kimin kullandığına bakılır. İşverenin fesih hakkını kullandığı durumlarda, işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan bir davranışı bulunmadığı sürece kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda işveren, işçiyi bildirimli olarak veya sağlık nedenleri, zorlayıcı nedenler veya tutukluluk gibi diğer durumlarla da derhal çıkarsa, yine kıdem tazminatı ödemekle yükümlü olacaktır.
Diğer taraftan, işçinin haklı nedenlere dayanarak işten ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanabileceği kabul edilir. Ancak işçi, işverenin fesih bildirimine karşı herhangi bir sebep belirtmeden işi terk ettiğinde, daha sonra mahkemede haklı nedenini ispatlaması gerekmektedir. Bu şekilde işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı, mahkeme tarafından değerlendirilir.
Yargıtay'ın verdiği kararlara göre, işçinin ücretlerinin eksik ödenmesi nedeniyle işe devam etmemesi veya işyerini terk etmesi, işçinin haklı nedenini ispatladığı takdirde kıdem tazminatına hak kazanmasını sağlayabilir. Ancak işçinin herhangi bir sebep belirtmeden işi terk etmesi durumunda, daha sonra mahkemede haklı nedenini ispatlaması gerekmektedir. Yargıtay'ın çeşitli kararlarında da belirtildiği üzere, işveren tarafından haklı nedenle derhal fesih durumunda, fesih beyanının yazılı yapılması şartı aranmamaktadır.