İstanbul Esenler, Başakşehir, Esenyurt, Tuzla, Üsküdar, Bahçelievler'de oturanlar yandı! Uzmanlar taş üstünde taş kalmayacak yerleri açıkladı

İstanbul Esenler, Başakşehir, Esenyurt, Tuzla, Üsküdar, Bahçelievler'de oturanlar yandı! Uzmanlar taş üstünde taş kalmayacak yerleri açıkladı
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), İstanbul'da yaşanan bir olası depremde en yüksek risk taşıyan 15 ilçeyi kamuoyuna duyurdu. Peki, hangi ilçeler bu kritik listeye girdi? İşte, İstanbul'un deprem risk haritasındaki en tehlikeli noktalar!

İstanbul Deprem Riski: AFAD'dan Açıklama, 15 En Riskli İlçe Belirlendi!

AFAD, İstanbul'da olası bir depremde en riskli görülen 15 ilçeyi kamuoyuna duyurdu. Bu ilçeler, İstanbul'un deprem risk haritasında önemli bir yer tutuyor. İşte bu kritik açıklamanın ardından İstanbul'daki deprem riski hakkında bilinmesi gerekenler!

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), İstanbul'da olası bir deprem durumunda en yüksek risk taşıyan 15 ilçeyi titizlikle belirledi. Bu kritik açıklama ile İstanbul'da deprem riskinin geldiği nokta masaya yatırıldı.

Zemin sıvılaşması riskine göre sıralanan bu ilçeler şunlar: Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece, Esenler, Başakşehir, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Tuzla, Pendik, Maltepe, Sultanbeyli, Üsküdar ve Fatih.

6 Şubat'taki depremde de zemin sıvılaşmasının görüldüğünü belirten Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, binaların inşa edilirken zemin faktörünün mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguluyor. İlçelerde yaşayanların zemin sıvılaşması riskine karşı önlemler almaları gerektiğine dikkat çeken Aygörmez, "Bir yapının üç tür etkisi oluşabilir: Birincisi yapı devrilebilir, ikincisi yan yatabilir, üçüncüsü içeri doğru göçme yaşanabilir" uyarısında bulunuyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, konuyu daha ayrıntılı açıklarken, "Hiçbir yapı zemini kadar güçlü değildir. Bu nedenle, zemin özellikleri de göz ardı edilmemelidir. Zemin sıvılaşması, zemin tanecikleri arasındaki su basıncının artması sonucu meydana gelir. Bu, zeminin katı özelliklerini kaybedip sıvı gibi davranmasına neden olur. Sonuç olarak, bir yapının devrilmesi, yanması veya içeri doğru göçmesi gibi üç farklı etki oluşabilir" açıklamasını yapıyor.

Sonuç olarak, İstanbul'da yaşayanların bu yeni açıklamalar ışığında deprem riskine karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olmaları gerektiği bir kez daha vurgulanıyor. İlgili uzmanlar, bu durumu göz ardı etmemenin hayati bir önem taşıdığını dile getiriyorlar.

Zemin Sıvılaşması: İstanbul'da Riskli İlçeler ve Doğanın Tepkisi

Zemin sıvılaşması, son depremlerde sıkça yaşanan bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle sahil bölgeleri ve dolgu alanlarında bu risk oldukça yüksek. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, bu önemli konuya dikkat çekiyor ve İstanbul'da AFAD'ın belirlediği 15 ilçede bu riskin sıkça görüldüğünü belirtiyor.

Bununla birlikte, Aygörmez, doğanın insan müdahalesine nasıl tepki verdiğine dikkat çekiyor. Doğanın, üzerine inşa edilen yapılara tepki gösterdiğini ve sonucunda zemin sıvılaşması gibi riskleri beraberinde getirdiğini belirtiyor.

Zemin sıvılaşması, özellikle dere yatakları ve dolgu alanlarında daha sık görülen bir olay. Yeraltı su seviyesinin önceden ölçülmesi gerektiğini vurgulayan Aygörmez, bu seviyenin yüksek olduğu bölgelerde riskin arttığını ifade ediyor.

Önlem olarak, yeni binaların inşası sırasında zemin analizlerinin titizlikle yapılması gerektiğini ve alternatif çözüm yollarının düşünülmesi gerektiğini belirtiyor. Bu çözüm yolları arasında boşlukların çimento ile doldurulması ve fore kazık gibi yöntemlerin kullanılması öne çıkıyor. Ayrıca, yer altı su seviyelerinin direnaj yöntemleri ile düşürülmesi de riski azaltan bir diğer çözüm olarak öneriliyor.

Sonuç olarak, İstanbul'da zemin sıvılaşması riskinin ciddi bir sorun olduğunu ve bu riskin bilinçli bir şekilde ele alınması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, bu konuda atılacak adımların önemini vurguluyor ve gelecekteki depremlere karşı hazırlıklı olmanın hayati olduğunu hatırlatıyor.

sdf

"Zemin Sıvılaşması Riskine Karşı Bilinçli Adımlar Atılmalı!"

Zemin sıvılaşması riski, İstanbul'da ciddi bir tehdit olarak öne çıkıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, bu konuda vatandaşları bilinçlendirmeye devam ediyor. Mevcut bina stokunun gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Aygörmez, güçlendirme çalışmalarının zeminin durumu göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini belirtiyor.

Aygörmez, "Zemin sıvılaşması riski, kesinlikle olacak diye bir durum değil, ancak bu riski minimize etmek mümkün. Özellikle zeminin yapısı güçlendirilirken, analizlerin titizlikle yapılması gerekiyor. İstanbul'un riskli ilçelerinde yaşayanlar endişelenmemeli. Bu bölgelerde yaşamak risk taşır, ancak bu risk en aza indirilebilir. Zemin sıvılaşması riski taşıyan yerlerde bina yapmamak gibi bir seçenek yok. Özellikle dolgu zeminler ve alüvyon zeminlerde bu risk daha yüksek. Doğa, üzerine yapay bir şekilde müdahale edildiğinde her zaman tepki verir. Bu nedenle bu bölgelerde yaşayan vatandaşların bilinçli olması ve şimdiden çözüm yollarını araştırması gerekiyor" şeklinde konuşuyor.

Sonuç olarak, İstanbul'da yaşayanların zemin sıvılaşması riskine karşı bilinçli olmaları ve bu riski minimize etmek için gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez'in uyarıları, gelecekteki depremlere hazırlıklı olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Son Haberler