Türkiye liste başında! O ülkeler için felaket çok yakın: Artık kaçacak vakit kalmadı

Türkiye liste başında! O ülkeler için felaket çok yakın: Artık kaçacak vakit kalmadı
Işık Üniversitesi'nin Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nde Fizik Bölümü Başkanı olarak görev yapan Dr. Tuğba Öztürk, yaptığı bir değerlendirmede model sonuçlarına göre küresel sıcaklıktaki her 1 derecelik artışa karşılık Akdeniz bölgesinin en az 1,5 derece kadar ısınacağını öngördüklerini ifade etti.

Avrupa, Akdeniz Havzası ile birlikte Türkiye'de klim değişikliği tahmin çalışmaları, iklim değişikliğine uyum için önemlidir ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşılması durumunda ısınmanın ne kadar azaltılabileceği ile ilgili riskleri temsil eder. Özellikle son birkaç yılda Türkiye'de yaşanan orman yangınları, sıcak hava dalgaları, şiddetli yağışlarla beraber, beraberindeki sellerin ardından aşırı hava olayları üzerine yapılan çalışmalar geleceğe yeni bir ışık tutmakta.

Bu çalışmalardan birisi olan "Avrupa'daki aşırı hava olaylarındaki değişkenliğin bölgesel iklim modellerinin kullanılarak ölçeklendirilebilir öngörülebilirliği" adlı çalışmasında elde ettiği ilk sonucu değerlendiren Dr. Tuğba Öztürk, az görülen hava olaylarının aşırı hava olayları şeklinde tanımlandığını söylüyor.

Dr. Tuğba Öztürk, TÜBİTAK 3501 kariyer gelişim programı destekli araştırmalarında, 120 yıllık bir süreçte küresel sıcaklık artışlarıyla birlikte ekstrem hava olaylarının nasıl evrildiğine bakarak Avrupa'da ekstrem sıcaklıkların ne derecede değiştiğini incelediklerini açıklıyor.

Çalışmanın ilk yılında günlük en düşük ve aynı zamanda en yüksek sıcaklıkların yıllık maksimum ile birlikte minimum değerlerine baktıklarını söyleyen Dr. Öztürk, şu bilgileri verdi:

 "Akdeniz havzasında sıcak kutuplarda küresel ısınmadan 1,5 kat daha fazla ısınma ile karşı karşıyayız. Model sonuçlarına göre küresel ısınmanın her derecesi için Akdeniz bölgesindeki aşırı sıcaklıklar ortalama en az 1,5 derece kadar, her 2 derecede 3 derece ve her 3 derecede 4,5 derece artış gösterecek. Soğuk kutuplara bakıldığında ise 3 kat oran, özellikle Kuzey Avrupa'da en az 1,5 derece, her 2 derecede 3 derece ve her 2 derecede 3 derece ve her 3 derecede de 4,5 derece artacak. 1 derece ısınırsa 3 derece, 2 derece ısınırsa 6 derece olur. Bu yüzyılın sonunda 3 derece ısınacak bir dünyada aşırı sıcaklıkların 6 dereceye kadar soğuk olduğunu göreceğiz."

Buz ve kar örtüsündeki azalmanın kuzeydoğu Avrupa'da sıcaklıkların artmasına neden olduğuna dikkat çeken Dr. Öztürk, “Daha az kar örtüsüyle ısınma daha da olası. Kar, güneş ışınlarını yansıtarak serinlik yaratır, ancak kar örtüsü kaldırıldığında daha ısınma görürüz." dedi.

Tuğba Öztürk, ortalama sıcaklıkların artmasındaki diğer önemli faktörün ise gece sıcaklıklarının dünya ortalamasından daha fazla yükselmesi olduğunu ve bunun da insanların konfor düzeylerinde kötü anlamda değişiklik anlamına geldiğini söyledi.

"Yüzyılın sonundaki iklimi modelliyoruz"

Akdeniz Havzası ve Avrupa'daki aşırı hava olaylarında sıklık ve şiddetinin gelişimini bölgesel iklim modellerinden projeksiyonlarla incelediklerini kaydeden Dr. Tuğba Öztürk, iklim modelleri hakkında şunları söyledi:

"Bu yüzyılın başından yüzyılın sonuna kadar iklimi modelliyoruz. Bu ne anlama geliyor? Bu bir bilgisayar programıdır. Aslında dünyayı üç boyutlu bir ızgaraya bölüyoruz ve söz konusu noktalarda gerekli olan sıcaklık, yağış ve rüzgarkarın yanı sıra toprak nemi gibi bazı parametrelerin zaman içindeki değişimine bakıyoruz... Elbette fizik denklemleri var, çalışıyorlar, programlarda trafik kanunlarından dolayı. Güneşten ne kadar derecede enerji geldiğini bilmekteyiz. Modele girdi şeklinde bu bilgileri, topografik bilgileri, dağ nerede, deniz nerede, çimen nerede, orman nerede gibi soruların cevaplarını veriyoruz. Ve atmosferdeki gelecekteki sera gazı konsantrasyonları nasıl görünecek? Yani kişinin davranışı ne olacak, biz bu bilgiyi veriyoruz.”

Çalışma kapsamında iklim değişikliğinin belirli sektörleri nasıl etkileyeceğini de incelediklerini söyleyen Öztürk, iklim değişikliğinin tarım, su kaynakları, gıda ve hatta sağlık konularındaki etkilerine dair sonuçlar üretmek istediklerini söyledi.

“İklim uyumu önemli”

Küresel ısınmada etkileri azaltmak adına atmosferdeki karbondioksiti azaltmak gerektiğini vurgulayan Öztürk, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıları hakkında şunları söyledi:

"Özellikle rüzgar ve güneş potansiyelinin açısından ülkemiz Avrupa'dan çok daha yüksek potansiyele sahiptir. Rüzgar potansiyeli de özellikle Biga yarımadasındaki Çanakkale'de çok iyidir. Dolayısıyla yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırımlar gerçekleştirerek karbondioksit karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Enerji kaynakları ve ülkemizde yanılmıyorsam yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranı yüzde 50'lere varıyor. Yeni, aşırı iklim koşullarına ve kuraklıklara uyum sağlamak da önemli. Buna hazırlanmalıyız."

Çalışmanın 2,5 yılda biteceğini ve 14 göstergeye bakacaklarını söyleyen Öztürk, önümüzdeki dönemde toplam yağış, kurak gün sayısı ve aşırı yağış değişkenliğine odaklanacaklarını söylerken, bunların artan küresel ortalama ile ilişkisini de incelediklerini aktardı.

Son Haberler